Tıp Fakültesinde Sınav Sistemi

Merhaba! Tıp fakültesinde derslerden sonra şimdi de sınavlardan bahsetmek istiyorum. Bütün bir yıl bana uykusuz geceler yaşatan sınavları ne kadar tarafsız anlatabilirim bilmiyorum tabii. Öncelikle size şuan gerçekçi gelmiyor olabilir ama tıp fakültesinde 12.sınıftan daha çok çalıştım. Gerçekten kazanmakla bitmiyor dedikleri şeyi bu sene yaşadım. Tabii böyle söylüyorum diye gözünüz korkmasın. Sonuçta her sınavı geçtiğinizde hayallerinize bir adım daha yaklaşıyorsunuz. Şimdi gelelim bu sınavlara. Öncelikle dönem içinde dört tane ÖBD oluyoruz. Bu normal üniversitelerde de vize olarak geçen sınav zaten. Her 2 aylık dönem sonunda bir ÖBD oluyoruz ve bu sınavlar 125 soruluk. Tek iyi yanı yanlışların doğruyu götürmemesi sanırım. Bilmesek bile şıkları eleyip mutlaka işaretleme yapıyoruz. Bu test sınavından aldığımız puana ek olarak uygulama sınavlarından puan alıyoruz. Bu uygulama sınavları daha önce Tıp Fakültesinde Dersler yazımda bahsettiğim anatomi ve histoloji uygulama derslerinin sınavları. Anatomi sınavlarında 4-5 masa oluyor ve masalarda konuya göre bazı organların ya da kemiklerin bölümleri gösteriliyor. Bu bazen kadavra bazen de maket üzerinden oluyor. Bizim de belirli bir süre içinde(her masada 4-6 arası soru için 150 saniye) bu bölümlerin adını yazmamız isteniyor. 150 saniye dolduğunda zil çalıyor ve siz diğer masaya koşuyorsunuz. Aynı sistem histoloji sınavları için de geçerli. Masalardaki mikroskoplarda ayarlı bir şekilde preparatlar oluyor ve okun ucunda ne varsa onu yazmamız gerekiyor. Tabii yine belirli bir süre var ve süre bitince zil çalıyor, başka masaya ya da mikroskoba geçiyoruz. Bu iki sınavın puan toplamı ile test sınavı 100 üzerinden bir not oluşturuyor. Aldığınız bu notun %84’ü ile PDÖ’de(PDÖ sistemini daha önce Tıp Fakültesinde Çalışma Yöntemim yazımda açıklamıştım) hocaların verdiği not ortalamasının %16’sı alınıyor. Elde edilen notun ortalaması 80’i geçiyor ise final sınavından muaf bir şekilde sınıfı geçiyorsunuz. Eğer 80’den düşük ise finale giriyorsunuz ve finalin yarısı ile dönem sonu notunuzun yarısı toplanıp bir sonuç ortaya çıkarıyor. Eğer bu sonuç 65’i geçiyor ise sınıfı geçmiş oluyorsunuz. Eğer altında ise bütünleme sınavına kalıyorsunuz. Bu şekilde anlatınca karışık görünüyor biliyorum ama sınavlara girip çıktıkça not hesaplaması yapmaktan her şey oturuyor. Tabii Dokuz Eylül’de aktif eğitim sistemi olduğu için PDÖ notu da hesaplamaya katılıyor. Eğer klasik eğitim sistemine sahip bir okuldaysanız bu not olmayacak.

Bunun dışında hekimlik becerilerinden sınav oluyorsunuz. Kan alma, enjeksiyon, tansiyon ölçme, CPR gibi beceriler size öğretiliyor ve dönem sonlarında da sizden yapmanız bekleniyor. Tabii bu sınavlarda puan değil geçme-kalma sistemi var. Eğer dönem sonunda kalırsanız finalde, finalde kalırsanız bütünlemede giriyorsunuz ve bütünlemede kalırsanız sınıf tekrarı yapmanız gerekiyor.

Son olarak Kliniğe Giriş dersinde hasta öyküsü ve muayene tekniklerini öğreniyorsunuz. Bu öğrendikleriniz yaklaşık 9-10 alandan muayene yapmanız demek ve ders esnasında da sınavda da simüle hastalar üzerinde çalışıyorsunuz. Yani 55-60 yaşında amcalar, teyzeler geliyor ve gerçekten hastaymış gibi muayene ediyorsunuz. Bu bence hem hekimliği tecrübe etmek hem de gerçek hasta üzerinde muayene etme açısından çok yararlı bir şey. Dediğim gibi sınavında da o bölümün hocasıyla birlikte simüle hasta oluyor ve muayene ediyorsunuz. Tabii pek kolay olmuyor 9 alanın ayrı ayrı muayenesini bilmek ve uygulamak.

Yine de dediğim gibi her sınav hayallerimize bir adım daha yaklaşmak demek. Umarım bu sene finalsiz geçip erkenden tatile çıkanlardan biri olurum. Eğer okulunuzda böyle bir uygulama varsa kesinlikle bunun için çalışmanızı tavsiye ederim. Bugünlük benden bu kadar! Kendinize iyi bakın, görüşürüz!