#fiçipi Dizi Yorumu

Selamlar! Bugün bir dizi yorumu ile geldim. Aslında kitaptan uyarlama olan bu üçlünün dizisi çekilmeden önce okumak istiyordum. Ama hep erteliyordum ve sonra diziye uyarlanacağını duyunca daha da erteledim. Aslında bu tarz şeylerde popüler olması beni hep iter. Yine de kadrosu bu kadar iyi olunca kayıtsız kalamadım.

Daha ilk bölümlerden neden televizyonda değil de internet ortamında yayınlandığını anlamak zor değil zaten. Ne uzunluğu ne de içeriği Türk dizilerine pek benzemiyor. Öncelikle süresi genelde 1 saat ile 1,5 saat arasında değişiyor. Ayrıca senaryo olarak da alışılmış Türk dizisi romantikliği ya da dramı yok. Cinsellik ve tutkunun da fazlasıyla yer aldığı bir dizi. Aslında tutkunun her şeyin önünde olduğu bir dizi demek daha doğru. Bu nedenle de televizyonda yayınlanması RTÜK nedeniyle pek mümkün olmaz.

Dizi de aynı kitaplar gibi Fi, Çi, Pi olmak üzere 3 sezona ayrılmış. En son 2.sezonun 7. bölümünü izledim ve inanılmaz beğendim. Biraz içeriğinden bahsedecek olursak aslında üçlemenin ilkinin de adını aldığı Fi, gerçek anlamda kusursuz güzellik ile ilgili geometrik ve sayısal bir orana verilen isim. Dizide de bu kusursuz güzellikten fazlaca söz ediliyor. Ayrıca hem kitap hem de dizi altın oran kavramı üzerine kurulmuş.

Kitap ve dizinin ana kahramanlarından Duru ve Deniz dans ve müzikle uğraştığı için izlerken inanılmaz keyifli bir hal alıyor. Oyuncular da bu yüzden çok yoğun bir hazırlık sürecinden geçmişler ve bence rollerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar. Ayrıca dizide kullanılan şarkılar da çok başarılı. Aşağıya en sevdiklerimden birini bırakıyorum, dinlemek isterseniz bakabilirsiniz.

Bu üçlemenin dizisi bittiğinde kitabını da okumak ister miyim bilemiyorum. Çünkü senaryo her bölümde farklı bir tarafa yönleniyor. Tam “Aa, evet böyle olacak demek ki!” dediğinizde karşınıza bambaşka bir şey çıkıyor. Sanırım en sevdiğim yanlarından biri de bu. Bu arada dizi oldukça popüler olduğundan ve 2.sezonunun sonuna gelmiş olduğundan spoiler almamanız pek mümkün değil gibi.

Son olarak Fi ile ilgili en sevdiğim şey psikolojik sorunların toplumun içindeki her kesimde –özellikle bunu ünlüler üzerinden yapıyor- görülebileceğini göstermesi. Öte yandan Can Manay’ın etiğe aykırı şekilde canlı yayında yaptığı terapiler de en çok dikkatimi çeken şeylerden biriydi. Bunu 2 sene önce olsa bu kadar önemsemezdim ama okuldaki etik dersleri ve derslerde konuştuklarımız sayesinde bu tarz konular daha çok dikkatimi çekti.

Son olarak söylemek istediğim şey, eğer zamanınız varsa şans tanıyıp birkaç bölümü izlemenizi tavsiye ederim. En azından başka bir bakış açısı kazandıracağından ve devam ederseniz sizi şaşırtacağından eminim. Görüşlerinizi aşağıya yorumlara bırakmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın, görüşürüz!